17.04.2017
Toplumda bencil insanlar hep vardır, insanların yaşadığı süre de var olmaya devam edecektir. Modern devletlerin oluşumunun, yani bugüne gelişinin üzerinden binlerce yıl geçti. Bu zaman zarfında insanoğlunun hangi evrelerden geçip gediğini; yaradılış ve evrimler dışında; dini metinler, tarih ve sosyolojiden öğreniyoruz. Klanlar, kabileler, vs. sonunda bugünün modern devlet anlayışını yakalayana kadar, insanlığın inanılmaz acılar çektiğini öğreniyoruz.
Öğreniyoruz da ne oluyor? Görüyoruz ki, insanların, Dünya'da, hem yönetim hem de sosyal yaşam biçimi bakımından, klan anlayışı ile modern devlet anlayışının iç içe yaşandığını fark edemiyoruz. Böyle olmasa; trafikte kırmızı ışıktan geçenle geçmeyeni, ters yoldan gelenle gelmeyeni; kız kardeşine mirastan eşit hak verenle vermeyeni veya miras hakkına sahip çıkanla çıkmayanı; eşini, kız kardeşini, hatta annesini dövenle, onlara iyi davrananı; hırsızlık yapanla yapmayanı, hukuka uyanla uymayanı, nereye koyacağız?
Bu topraklarda yaşayan insanlar olarak; 16 Nisan Referandumu ile maalesef cumhuriyeti oyladık ve Türkiye, 1920'nin gerisine düşürüldü. Bu nereden mi çıktı? Olup bitenlere, projenin mimarlarının söylediklerinin ip uçlarına bakıldığında bu apaçık ortada. Cumhuriyet yönetimini içselleştiremeyenlerin; "Eyaletten korkmamak lazım. Eyalet Osmanlı'da da vardı...", "Halkımız kendi devletini kuruyor..." , "Bu daha başlangıç." gibi ifadelerinin gösterdiği adres, cumhuriyet rejimi olabilir mi? Meclis ve adalet, artık şeklen var, yapılan değişiklikle bu kurumların, tek adamın idrakine enjekte edildiğini, çok geçmeden göreceğiz. Çünkü referans alınan bütün gerekçeler 1920 öncesini işaret ediyor.
Türkiye'nin medeniyet yolculuğu, bu tür entrika ve kötü niyetli emellere alet edilmemeliydi. Atatürk'ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyetinin bütün kazanımları sıfırlandığı gibi, 80 milyon, tam ortadan ikiye bölündü. Bir yol ayrımında, ne yazık ki, bir kavşak ortasında kalakaldık!
Bu tabloya göre işimiz, bir hayli zor olabilir ama, referandum sonuçlarına bakıldığında; Doğu ve Batıdan beliren ışık, Ankara'yla bütünleşti. Demek ki demokrasi kolay elde edilmiyor. Atatürk'ün işaret ettiği "Muasır medeniyet" seviyesini, mutlaka yakalayacağız. Eninde sonunda, özgür bir ortamda, barış içerisinde yaşamayı, hep birlikte öğreneceğiz.